Mahallelerin orta yerinde bakkallarımız vardı bizim. Her şeyin en güzelini en tazesini satardı. Parası olmayana "Sonra ödersin" derdi. Bir veresiye defteri olurdu. Ne icraya verirdi insanları, ne gururunu incitirdi.

Memleketin az ışıklı gecelerinde sokak lambalarımız. Kendilerini mahallenin güvenliğin ’den sorumlu tutan. Kapısı ardına kadar açık. Siyaset yapmayan, namussuzla namusluyu ayıran. Kapımızın anahtarlarını teslim ettiğimiz. Bakkallarımız vardı bizim.

Doların Euro’nun yükselmesini önemsemeyen…İçin ’den şekerli düşlerimizin geçtiği. Gazozu ilk orada içtiğimiz.

Sevgililerin bir birlerini görmek istediğinde bakkala gidip geleyim dediği ilk heyecanlarımızdı.

Bizleri kazıklayan süpermarketlere sevdalanıp ihanet ettiğimiz... Bakkallarımız vardı bizim.

Şimdilerde ise stokçuluğu kendilerine rant edinmiş doların altının Euro’nun artmasını dört gözle bekleyen 1 e aldıkları ürünü 100 satmayı kar zanneden bir ürüne zam geleceğini anladığı anda ürünü ortadan kaldırın veya sınırlı alabilirsin yazan Allah’tan korkmayan kuldan utanmayan Marketler girdi hayatımıza…

Gerçi bir yetkili kalkar tek tek alın kiloyla almayın gramla alın ekmek yemeyin diye vatandaşın aklı ile dalga geçiyorsa marketçiler ’de tabi ki cesaret alıp raftan ürününü kaldırır stokçuluk yapar. Sözde denetim olacak stokçulara haddinden fazla satanlar pişman edilecek ama her ne hikmetse hep pişman olan vatandaş oluyor…Şunu belirteyim gidişat iyi değil ..Marketteki pazardaki zam artışları aileler arsında yaşanan geçim sıkıntısının temel taşlarını oluşturuyor ve aile içi sıkıntılar gün yüzüne çıkıyor. Biran evvel yetkililer ne yapacaksa yapmalı artık ..